Sosyal Medya: "Yayın Yasağıyla Halktan Bilgi Saklanıyor" Yalanı

İstanbul Sultanahmet’te bu sabah saat 10:20’de meydana gelen ve 10 kişinin yaşamını yitirdiği, 15 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin olarak, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK) yapılan bir yazılı açıklamayla, yayın yasağı getirildi. Yayın yasağı kararından sonra, sosyal medyada tartışma başladı. “Yayın yasağı” nın hiçbir çözüm getirmediği, olayı kararttığı ve sorgulanmasının engellendiğine ilişkin mesajlar yayınlandı. Kemal Kılıçdaroğlu da partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada “Daha ambulans gitmeden yayın yasağı getiriyorlar, milletten neyi gizleyeceksiniz? Bütün dünya yayınlıyor, sadece bizim halkımız öğrenmeyecek” açıklamalarında bulundu. Ancak yayın yasağına ilişkin RTÜK’ün sayfasında yer alan mahkeme kararında, ”yasak, meydana gelen bombalı terör saldırısı nedeniyle yürütülen soruşturmada, olaya ilişkin olarak yazılı ve görsel medya organlarında yapılan yayınlarda olaya iştirak etme şüphesi bulunan kişilerin bulundukları şehirlerin ve kullandıkları araçların bilgilerinin yayınlanarak olayın aydınlatılmasının, şüphelilerin yakalanmasının ve irtibatlarının deşifre edilmesinin engellenmesi ve kamu düzeninin bozulması riski meydana geldiği anlaşılarak konulmuştur” açıklaması bulunuyordu. Benzeri durumlarda pek çok Avrupa ülkesinde de uygulanan yayın yasaklarına ilişkin örneklerden biri İngiltere'de yaşanmıştı.Geçtiğimiz yıl Londra Emniyet müdürlüğü, başkentte bulunan ve ulusal yayın yapan televizyonların yöneticilerini emniyete davet ederek 'bir terör saldırısı sırasında kanalların canlı yayın yapmamasını' istemişti. Emniyet müdürü Bernard Hogin Hoov, “ Terör saldırısında canlı yayın hem rehinelerin hayatını tehlikeye düşürüyor, hem operasyon yapmayı zorlaştırıyor. Canlı yayınları izleyen teröristlere hazırlanma fırsatı veriyoruz” açıklamalarında bulunmuştu. Londra polisine göre, 2008 yılında Mumbai'de 3 gün süren terör saldırısı sırasında saldırganlar polisin çalışmasını ekrandan izleyip plan değiştirmişler ve başka saldırılara geçmişlerdi. Kasım ayında Fransa’nın başkenti Paris’te meydana gelen terör saldırıları sonrası ise, Fransa’da olağanüstü hal ilan edilmiş, yayın yasağı getirilmemesine rağmen büyük bir toplumsal duyarlılıkla sosyal medyada pek çok vatandaş ve yayın kuruluşu örgütlenmiş, soruşturmaya zarar verecek hiçbir bilgi aktarımında bulunmadan resmi makamlardan gelen bilgiler dışında paylaşımda bulunmamışlardı. Bütün bunları değerlendirdiğimizde, dünyanın pek çok ülkesinde soruşturma sürecinin sağlıklı yürümesi ve yeni saldırıların meydana gelmesini engellemek için bu tür yayın yasaklarının uygulandığı görülmektedir. Ayrıca olay sonrası resmi makamlardan yapılan peş peşe açıklamalarla Sultanahmet’teki canlı bomba saldırısını gerçekleştiren kişinin, 1988 doğumlu Suriye'den Türkiye'ye giriş yapan bir kişi olduğunun tespit edildiği de ifade edildi. Bu sebeple, konuyla ilgili ortaya atılan “bilgiler gizleniyor, olayın üstü örtülüyor” yorumları gerçekle örtüşmemektedir.