Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 1 Eylül 2016 tarihli üniversitelere gönderilen genelgede, Olağanüstü Hal kapsamında bazı düzenlemeler yapmış, ÖYP kapsamında atanan araştırma görevlilerinin kadrosunu 33/a’dan 50/d’ye dönüştürüleceğini açıklamıştı. Ancak pek çok tartışmayı da beraberinde getiren bu düzenlemeyle kadrosunun olduğu üniversiteye dönen bir araştırma görevlisinin döndüğü yerde ilgili lisansüstü bölümün olmamasının fiilen eğitim öğretim hakkını engelleyeceği öne sürülmüştü. ÖYP’li araştırma görevlilerinden de bu yönde itirazlar geldi. Bunun üzerine açıklama yapan YÖK, ÖYP’li araştırma görevlilerinin öğrencilik statüsünün devam edeceğini, yüksek lisans ve/veya doktora eğitimlerinin kesilmeyeceğini bildirdi.
Peki eğitim öğretim hakkının ihlalini engelleyen bu kararla birlikte ÖYP’li araştırma görevlilerinin tüm mağduriyeti giderildi mi?ÖYP'li araştırma görevlilerinin doktora eğitimleri bitince ilişiklerinin kesilmesi konusundaki mağduriyet sürüyor.Buna göre, yapılan kadro değişikliğiyle birlikte,
- ÖYP alımları yeni kurulan ve gelişmekte olan üniversitelere akademisyen yetiştirmek için başlatılmıştı. Esas amaç lisansüstü eğitim aldıktan sonra üniversitelere dönüp yardımcı doçent olarak hizmete başlamalarını sağlamaktı. Ancak ÖYP asistanları 50/d kadrolarına geçirilerek, doktora sonrası kadro imkanlarını kaybettiler. Çünkü 50d kadrosu sadece eğitim süresince elde edilebilecek bir kadro tipidir.
- Ders dönemini bitirmiş asistanların asıl kadrolarının bulunduğu üniversitelere geri çağrılacak olması, bütün düzenini doktora sonrası dönmek üzerine kurmuş olan asistanlar için ayrı bir mağduriyet yarattı. Çünkü doktora eğitiminde ders dönemi 1 ya da 2 yıl sürerken tez dönemi daha uzun sürüyor. Bu sebeple üniversitelerin talebi üzerine 15 gün içerisinde şehir ve düzen değiştirmesi gereken asistanları sosyal bir karmaşa bekliyor.