Alman FAZ Gazetesi 21 Şubat 2016’da Rainer Hermann imzasıyla “Türkiye hatalarından ders çıkarmıyor” başlıklı bir makale yayınladı. Makalede Türkiye’deki medyanın 1980 Darbesi’ni izleyen baskıcı yıllarda bile bugüne göre daha özgür olduğu ve hiçbir zaman bu kadar fazla yayın yasağı konmadığı ileri sürüldü.
İddiaların aksine TBMM tarafından Kasım 2012'de yayınlanan Meclis Araştırma Komisyonu raporuna göre 1980 Darbesi’nden sonra 400 gazeteci için toplam 4000 yıl hapis cezası istendi; gazetecilere 3.315 yıl 6 ay hapis cezası verildi; gazetecilerden istenen toplam tazminat miktarı 12.848.000.000 Türk Lirasıydı; 31 gazeteci cezaevine girdi; 300 gazeteci saldırıya uğradı; 3 gazeteci silahla öldürüldü; gazeteler 300 gün yayın yapamadı; 13 büyük gazete için 303 dava açıldı; 39 ton gazete ve dergi imha edildi. Ayrıca medyanın apolitikleşmesi için basın ve yayın faaliyetlerine yönelik sansür, yasaklama ve sınırlamalar getirildi. Bu da bir tür magazin gazeteciliği anlayışını doğurdu.
1980 Darbesi’nin başındaki isim Genelkurmay Başkanı Kenan Evrendi. Sıkı yönetim ilan eden askeri cunta 3 yıl boyunca yönetimi elinde tuttu. Bu süreçte devletin aldığı kararlar ve yasakların tartışılması engellendi ve medya kuruluşlarına hangi konularda haberler yapılmayacağına dair uyarılar gönderildi.
Can Dündar bu süreçle alakalı şunları kaydetmişti:
“Açık, resmi, katı bir sansür vardı. Neyi yazıp, neyi yazamayacağınızı bilirdiniz. Büromuzun teleksi gün boyu hiç susmaz, sürekli "Yasaklanan Haberler Listesi" geçerdi. Mesela şöyle şeyler:
Haberlerde uyulması gerekli hususlar:
A) Anarşiye ait hiçbir haber verilmeyecek.
B) MGK'nin idare tarzına karşı tutum ve olaylar verilmeyecek.
C) Herkesi ilgilendirmeyen (küçük yangın, trafik kazası vs.) gibi konular verilmeyecek.
D) Sıkıyönetim bildirileri 2 defa (çok önemliyse 3 defa) yayımlanacak.
E) Silahlı Kuvvetler'in yönetime el koyması ile ilgili olarak halk arasında röportaj yapılacak, bunlar yayına girmeden evvel tasvip alınacaktır.”
Bunun dışında 25 Şubat 1982'de tüm gazetelere yeni yasaklara dair bir uyarı gönderildi. Uyarı, Hükümetin icraatını etkileyecek düzeye çıkmış olan ve her gün yayımlanmakta olan, bakanlar hakkında ‘aksıyor’, ‘yoruldular’, ‘değişecek' gibi yazı, fıkra, haber, makale, espri, şaka türü yazı ve karikatürlerin yasaklanmasını içeriyordu.
Ayrıca Kenan Evren 1982 Anayasası referandurumda ‘ret’ anlamına gelen mavi renginin kullanılmasını yasakladı, mavi üzerine yazan gazeteciler uyarıldı.
Alman gazeteci Hermann’in Türkiye’deki medyanın daha iyi durumda olduğunu ileri sürdüğü 1980 Darbesi sonraki süreçte yasaklama ve sınırlamalara uymayan gazeteler, kapatılma tehlikesi ile karşılaşıyordu. 1998 yılında Mehmet Ali Birand’ın hazırladığı belgeselde konuşan Kenan Evren, konuyla alakalı şunları ifade etmişti:
“Özyönetim komutanın emirlerine aykırı hareket ederse, bu sefer kapatıyor. Hatta bazılarını mahkemeye veriyor. Mahkum olanlar da oldu. Yapmazsa bunu otoriteyi sağlayamaz ki.Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Tercüman kapatıldı.”
Yalan Haber Linkleri
Doğru Haber Linkleri
- https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss376_Cilt1.pdf
- http://acikerisim.aku.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11630/2656/serife_ozgun_citak_tez.pdf?sequence=1&isAllowed=y
- http://candundar.com.tr/_v3/index.php#Did=85
- http://www.zaman.com.tr/politika_kenan-evren-referandumda-maviyi-bile-yasaklamisti_1007945.html
- https://www.youtube.com/watch?v=6tNz9_uUWQE