Selahattin Demirtaş 7 Haziran seçimleri öncesinden bu yana, pek çok konuşmasında, demecinde ve genellikle de batı medyasına verdiği röportajlarda,“HDP’nin PKK ile bir organik bağı olmadığını” defaatle dile getirdi. Bunlardan en dikkat çekici olanlarından biri, Nisan 2015’de Birgün Gazetesine verdiği şu röportajdan: “HDP'nin alternatifi PKK değildir. PKK ile aynı sahaya, aynı alana hitap etmiyoruz. PKK silahlı bir örgüt, gerilla örgütüdür. PKK'nin hiçbir gerillası beni dinlemez, benden talimat da almaz. HDP'nin de kadroları PKK’den talimat almaz. Siyasi olarak da bizim açımızdan doğru değil, böyle bir şey yok.”
Seçim öncesi, “PKK’ya silah bıraktıracak olan bizleriz” sözlerinin hatırlandığı Demirtaş, seçimden hemen sonra ise, Temmuz 2015’de Özgür Haber Gazetesi’ne yaptığı konuşmada şunları söylüyor: “Biz HDP olarak PKK silah bıraktıramayız, yani çağrı yapsak dahi PKK bunu anlamlı bulabilir, değerli bulabilir fakat kesinlikle bunu bir talimat olarak algılamaz. Çünkü PKK ile aramızda ast üst ilişkisi yok, hiyerarşi yok, bir organik ilişki yok.” (http://www.aljazeera.com.tr/haber/demirtas-pkkya-silah-biraktiramayiz)
Yine Temmuz ayında Alman Kanalı ZDF’e konuşan Selahattin Demirtaş,“"HDP demokratik bir zenginliğe sahip partidir ve kimseden talimat almaz. Bunu sayın Cumhurbaşkanı da çok iyi biliyor. Bizim PKK da dahil hiçbir örgütle organik bir ilişkimiz ve emir-talimat ilişkimiz olmadı, olması da mümkün değil.” ifadelerini kullanıyor. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/334811/Demirtas_tan_onemli_PKK_cikisi.html
Ağustos ayında Almanya’da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın sözleri ise dikkat çekici: "Bizim HDP olarak PKK ile bağımız yok. Belge konulması lazım ortaya, aksi takdirde çok saçma kalıyor iddialar.” (http://www.milliyet.com.tr/yuksekdag-pkk-nin-uyguladigi-gundem-2099541/)
Eylül ayında ise Selahattin Demirtaş, yine Almanya’da Süddeutsche Zeitung Gazetesine yaptığı açıklamalarda, “Biz PKK’yı temsil etmiyoruz, PKK da bizi temsil etmiyor.” demiş, “Biz Türk Anayasası çerçevesinde hareket eden bir partiyiz.” ifadelerini kullanmıştı. (http://t24.com.tr/haber/demirtas-biz-pkkyi-pkk-da-bizi-temsil-etmiyor,311175)
En son Ocak ayında bir İsveç televizyonuna konuşan Selahattin Demirtaş, “Ama bizim PKK ile organik bir ilişkimiz yok. Bu, saklamaya çalıştığımız bir şey de değil”açıklamalarında bulunuyor. (http://www.diken.com.tr/pkk-ile-organik-bagimiz-yok-diyen-demirtas-ocalan-beni-drogbaya-benzetmisti/)
Ancak, Ezgi Başaran’ın Almanya’da Mezopotamya Yayınları’ndan çıkan HDP heyetinin Çözüm Süreci boyunca Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmelerin notlarını içeren kitaptan alıntılar yaptığı 3 Şubat 2016 tarihli dünkü köşe yazısında yazılanlar, Selahattin Demirtaş’ın “HDP’nin PKK ile organik bir bağı yok” ve Figen Yüksekdağ’ın “Bizim HDP olarak PKK ile bağımız yok. Belge konulması lazım ortaya, aksi takdirde çok saçma kalıyor iddialar.” Sözlerini çürütecek, ve aranan “kanıt”ı ortaya çıkaracak nitelikte. (http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ezgi-basaran/imrali-notlari-1-ocalandan-kandile-1504244/)
Kitapta, Öcalan ile HDP heyetinin görüşmelerinden birinde, Mart 2014 yerel seçimlerinde HDP’nin başarısız olduğu il ve ilçeler değerlendirilirken, İdris Baluken’in yerelden aday gösterilmemesinin oy kaybettirdiğini Öcalan’a belirtmesi üzerine, Öcalan adayların kim tarafından belirlendiğini soruyor. Adayların, seçim komisyonunca belirlendiği, parti meclisi ve MYK’nın etkili olmadığı, seçim komisyonunu da Kandil’in belirlediği ifade edilince, Öcalan sinirleniyor ve “Kim yaptı bu işleri? Sorumlusu kimdir? Bütün sorumlusu Kandil’dir. Kandil’e deyin ki, kim yaptıysa bu işleri onun gözünü oyacağım. Kandil karışmayacak bu işlere! Kandil yazılarında bana çok bağlı görünüyor ama pratikte öyle davranmıyor. Bu böyle olmaz! Ne BDP ne HDP adına bu yapılamaz. Ders çıkaracak ve çok şiddetli özeleştiri verecekler. Ben devlete de söylüyorum, benimle iş yapacaksanız, benimle ciddi konuşacaksınız diyorum. Sizin de daha cesur olmanız lazım. Ben size benim adıma müdahale edin demiştim. Benim yetkilerimi kullanmalısınız demiştim. Selahattin’e de bunları söylemiştim. Selahattin de buradan gittikten sonra 24 saat bile geçmeden bu dayatılanlara boyun eğiyor. “ diyor.
Özetle görülüyor ki Abdullah Öcalan, HDP'nin 2014 yerel seçimlerinde gösterdiği adayların Kandil/PKK tarafından belirlenmesini sert bir şekilde eleştiriyor ve Demirtaş başta diğer HDP'lilerin bu oldubittiye boyun eğdiğini belirtiyor. PKK-HDP arasındaki organik ilişkiye kanıt oluşturan diğer birçok olgudan başka, direkt PKK kaynaklarınca servis edilen bu konuşma, kaçınılmaz olarak Demirtaş’ın “PKK ile organik bir bağımız yoktur” çerçevesindeki benzeri söylemlerinin tekrarlanan bir yalandan ibaret olduğunu açıkca ortaya koyuyor.