2015 yılının Mayıs ayında Yüksek Öğretim Kurulu tarafından tüm üniversite rektörlerine gönderilen bir yazı ile Suriyeli mültecilerle ilgili akademik araştırmanın yasaklandığı yönünde bir haber yapılmıştı.
Diken haber sitesi 25 Ocak 2016’da yaptığı bir haberde, daha önce öne sürülen bu haberi hatırlatarak, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürü Atilla Toros’un YÖK’e gönderdiği yazı ile söz konusu yasağın kaldırıldığını ancak YÖK tarafından üniversitelere herhangi bir yazı gönderilmediği için aslında iddia edilen Suriyeliler hakkında akademik araştırma yasağının fiili olarak devam etmekte olduğunu ileri sürdü.
Ancak konu ile ilgili yapılan araştırmalar neticesinde, 2015’in Mayıs ayında Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı tarafından tüm üniversite rektörlüklerine gönderilen yazıda, Suriyeli mülteciler ile ilgili üniversitelerde akademik araştırma hususunda herhangi bir yasaktan bahsedilmediği, sadece söz konusu araştırmaların güvenlikle ilgili gerekçelerle belli bir izin prosedürüne bağlandığının duyurulduğu anlaşılmaktadır.
YÖK tarafından gönderilen yazıda Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu çerçevesinde, Türkiye’den koruma talebinde bulunan yabancıların iş ve işlemlerinin Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yürütüldüğü ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ve 6883 sayılı Geçici Koruma Yönetmeliği kapsamında iltica iş ve işlemlerinde gizlilik ilkesi çerçevesinde başvuru sahibinin, uluslararası koruma talebinde bulunmuş olduğu bilgisi de dahil olmak üzere kişisel verilerin veya başvuru sahipleri ile ilgili diğer verilerin başka ülkelerle ve üçüncü şahıslarla paylaşılmasının mevzuata aykırı olduğu ifade edilmiştir.Ayrıca bu mevzuat hükümlerine rağmen bazı yabancı ülke temsilciliklerinin, üniversitelerin/akademisyenlerin, uluslararası kuruluşların, ulusal/uluslararası sivil kuruluşlarının Bakanlıkların bilgisi ve onayı olmadan uluslararası koruma talebinde bulunan yabancılar ile geçici koruma sağlanan Suriyeli yabancılara yönelik kişisel verileri toplamayı da içeren saha çalışmaları yaptıkları, bu kapsamda bilgi topladıkları ve arşiv oluşturdukları yönünde duyumlar alındığı da belirtilmiştir. Alınan bu duyumlara istinaden, hem koruma talebinde bulunan yabancıların hem de geçici koruma sağlanan Suriyeli yabancıların güvenliklerini sağlamak adına, söz konusu yabancılarla ilgili herhangi bir araştırma, saha çalışması ya da rapor hazırlama hususları, belirli bir izne tabi tutulduğu, bunun da ilgili Bakanlıklara bağlandığı vurgulanmıştır.
Bu bilgiler ışığında, mevcut mevzuat hükümlerine istinaden, bahsedilen yabancılarla ilgili yapılacak herhangi bir araştırmanın, ilgili Bakanlıkların iznine tabi tutulmasının, araştırmaların yasakladığı şeklinde sunulması doğru değildir. Burada söz konusu olanın, Türkiye’ye sığınan yabancıların güvenlikleri için her türlü kişisel bilgilerinin korunması ve bu özel bilgilerin her an her platforma herhangi bir kişinin istediği zaman ulaşabileceği bir bilgi haline getirilmesinin, bu bilgilerin manipüle edilmesinin ve başka ülkeler ile üçüncü şahısların inisiyatifine sunulmasının önüne geçmek olduğu anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla Diken’in iddia ettiği gibi ortada Suriyeli mültecilerle ilgili akademik araştırma yasağının olduğu ve bunun aslında kalktığı halde fiilen devam etmekte olduğu yönündeki haber, gerçeği yansıtmamaktadır.