Cumhurbaşkanlığı Komitesi’nin 14 Ekim 2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan 68 numaralı kararnamenin 4. maddesinin E bendinde yer alan ifade ile beraber tartışmalar ve iddialar gündeme gelmeye başlamıştı.
Yabancı ortaklıkların toplumsal bir tehdit oluşturmaması baz alınarak hazırlanan bu maddede şunlar yer alıyordu: “Ülke için kritik öneme sahip şirketlerin ortaklık yapılarında, yurtiçi üretimin sürekliliğini ve ulusal güvenliği riske atabilecek değişikliklere ilişkin yapılacak işlemler konusunda karar almak.”
Dünya üzerinde kullanıldığı zaman tepki çekmeyen bu karar Türkiye’de yanlış anlaşılmalara ve tepkilere sebep oldu. Çin’in gerek sosyal medya gerek ise şirketlerin içerisine sızarak bilgi aktarımı ve maddi güç elde etme çabasına karşı olarak gelişen bu politikaya karşı ülkeler benzer bir kararla önlemlerini aldı. Ticaret savaşlarının başlamasına neden olan Çin'in sanayileşme ve daha güçlü, en güçlü olma yolunda izlediği politikalar var. Çin Devleti, kendi şirketlerine, yabancı şirketleri satın alsın diye, para veriyor. Dünya üzerinde de birçok örneğine son yıllar içinde şahit olduk. Örneğin: Çinli Midea Group, dünyanın en büyük sanayi robotu üreticisi Alman Kuka’yı satın aldı, Almanya ayağa kalktı. Almanya 2018 yılında Çinli bir şirketin satın alma işlemini önledi. Alman makine teçhizatı üreticisi Leifeld Metal Spinning AG’nin Çinli Yantai Taihai Group tarafından satın alınması girişimi Alman hükümeti tarafından onay alamadı. ABD’de ise Başkan Donald Trump, ülkesindeki kolu herhangi bir Amerikan şirketine satılmadığı takdirde Çin merkezli sosyal medya platformu TikTok'u yasaklayacağını açıklamıştı.