Cumhuriyet Gazetesi’nde Emine Kaplan imzasıyla yayınlanan, 23 Aralık 2015 tarihli haberde, hükümetin önceki gün Meclis’e sunduğu torba yasa tasarısı ve bu kanun tasarısına sonradan eklediği düzenleme konu edildi. Haberde Ak Parti hükümetinin torba yasaya eklediği bu düzenleme, kamu hissesi yüzde 50’nin altında olan şirketlerden THY ve Türk Telekom’u Sayıştay denetiminden kaçırma girişimi olarak yorumlandı. Haberin devamında Ak Parti hükümetinin bu düzenleme ile Sayıştay’ı söz konusu şirketleri denetleme hususunda devre dışı bırakmayı hedeflediği iddia edildi. Emine Kaplan’ın hazırlamış olduğu bu haber, hükümetin Meclis’e sunduğu torba yasa tasarısına dair içerdiği yorum ve iddialarla, Sayıştay’ın denetleme yapamayacağı imasını taşımaktadır. Ayrıca söz konusu haberin ‘Hesap verme korkusu’ manşetiyle sunulması, hükümetin bahsedilen şirketlerin denetlenmesini istemediği, buna dair çekinceleri olduğu yönünde bir algı yaratmaktadır. Ancak Emine Kaplan’ın haberine konu olan torba yasa tasarısına getirilen düzenleme incelendiğinde söz konusu haberin çarpıtma bir haber olduğu anlaşılmaktadır. Hükümetin torba yasa tasarısına getirdiği ek düzenlemede Sayıştay Kanunu’nun 4. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir:
"(4) Kamu payı %50'den az olan ve Borsa Istanbul’da işlem gören şirketlere ilişkin ilgili mevzuatı uyarınca düzenlenen bağımsız denetim raporları Sayıştay’a gönderilir. Sayıştay, kendisine sunulan bağımsız denetim raporlarını esas alarak hazırlayacağı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bilgisine sunar."
Düzenlemeye göre Sayıştay’ın THY ve Türk Telekom’un denetlenme süreçlerinde devre dışı kalacağı gibi bir durum söz konusu değildir. Aksine bağımsız denetçiler tarafından bir ön rapor hazırlanacak ve Sayıştay da bu rapora dayanarak kendi raporunu hazırlayacaktır. Dolayısıyla Sayıştay denetlemede en önemli aktör ve TBMM’den önce süreçteki son söz sahibi mercidir. Buna göre Cumhuriyet Gazetesi’nden Emine Kaplan’ın hükümetin torba yasa tasarısına getirdiği ek düzenlemeyi, hükümetin THY ve Türk Telekom gibi kamu hissesi yüzde 50’nin altında olan şirketleri Sayıştay denetleminden kaçırma girişimi olarak yorumlaması ve bu düzenleme ile Sayıştay’ı devre dışı bırakmayı hedeflediğini iddia etmesi bir çarpıtmadır.