Toplumsal ve ekonomik kalkınma dünya ülkelerinin en fazla üzerinde durdukları konuların başında geliyor. İstihdam ve işgücüne katılım toplumsal ve ekonomik kalkınmaya doğrudan etki ediyor. Toplumlarda refah seviyesinin yükseltilmesi ve kalkınmanın sürdürülebilmesi bakımından kadın istihdamı tartışılmaz bir rol üstleniyor.
BBC 1 Mart 2018 tarihinde Türkiye’deki kadınların işgücüne katılımının olumsuz yönde ilerlediğini iddia eden bir makale yayınladı. Söz konusu makale de Türkiye’de kadınların çalışma hayatına katılımının zorlaştırıldığı ve devletin bu konu da gerekli adımları atmadığı ileri sürüldü. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “en az 3 çocuk” vb. söylemlerinin kadınların iş hayatına katılımını güçleştirdiği iddia edildi.
Ekonomik anlamda gelişmiş ülkeleri bir araya getiren Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre Türkiye’de kadınların iş hayatına katılım oranı 2004’ten beri yükseliyor. Hatta bu dönemden günümüze kadar OECD ülkeleri arasında kadınların iş hayatına katılımı yönündeki en büyük artış %8,4 ile Türkiye’de gerçekleşti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2013 yılında hazırladığı 10 yıllık bir kalkınma planında kadınların işgücüne katılım oranının 2023 yılına kadar %31’e yükselmesini hedef koymuştu. Bununla birlikte kadınların işgücüne katılım oranı daha 2016 yılında bu hedefi aştı. Bu hedef, Türkiye’nin özellikle son 10 senede kadınların iş hayatına katılımını artırmak için yaptığı reformlar sayesinde gerçekleşti.
Hükümet, kadınlara iş hayatında fırsat eşitliğini sağlamak adına çeşitli reformlar yaptı. 1 Ocak 2009 tarihinde TBMM bünyesinde Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kuruldu. Komisyon hem iş hayatında fırsat eşitliğini sağlamak için yapılması gereken yasal düzenlemeleri yapmak, hem de bu düzenlemelerin uygulamadaki denetimini yapmak misyonuyla çalışmalarına başladı. Bunun yanında Başbakanlık da 2010 yılında “Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması” adıyla bir genelge çıkardı. Genelge ile “eşit işe eşit ücret” ilkesinin yerleşmesi ve ekseriyetle kadınların sosyo-ekonomik konumlarının güçlendirilmesi için çeşitli düzenlemeler yaptı. Bunun için bakanlıklar arasında “Kadın İstihdamı Ulusal İzleme ve Koordinasyon Kurulu” kuruldu. Her bakanlığa müsteşar yardımcısı düzeyinde bir atama yapılarak kadın-erkek fırsat eşitliğini izleme konusunda görevlendirme yapıldı. Kamu kurum ve kuruluşları ve yerel yönetimlerde hazırlanacak stratejik plan, performans programları ve faaliyet raporlarına bu husustaki istatistiksel veri, bilimsel araştırma ve ödeneklerin dahil edilmesi zorunluluğu getirildi.
Çocuk sahibi olmanın kadınların iş hayatına katılımını olumsuz yönde etkilememesi için de çeşitli düzenlemeler yapıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 8 Kasım 2016 tarihinde, çalışan annelerin çocukları okula başlayana kadar yarım gün çalışabilmesine imkan veren bir yönetmelik çıkardı. Bunun yanında, TBMM’de 29 Ocak 2016 tarihinde kabul edilen 6683 sayılı Kanun’a göre, çocuk sahibi olan anneler –zaten hak kazandıkları analık izni dışında- ilk çocuklarında iki ay, ikinci çocuklarında dört ay, üçüncü çocuklarında altı aya kadar ücretlerinde kesinti olmaksızın ilave izin alabilme imkânı getirildi. Söz konusu kanundan sadece annelerin değil, babaların da yararlanabilmesi öngörüldü. Ayrıca 2015 yılı itibariyle, çocuk sahibi kadınların çalışma hayatına devam edebilmelerini sağlamak için Sosyal Güvenlik Kurumu, çalışan annelerin 0-2 yaş arası çocukları için evde bakım hizmeti sağlamaya başladı. Projeden bugüne kadar 6 bin 755 anne ve 8 bin 418 çocuk bakıcısı faydalandı.
Son on yılda yapılan reformlar yalnızca kadınların iş hayatına katılımını sağlamak değil, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek mesleklerde de kadınların varlığını artırmaya yönelik oldu. İş dünyasında kadın girişimcilerin sayısını artırmak için Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOŞGEB) tarafından 5638 kadın girişimciye 90 milyon TL destek sağlandı. Mart 2017 itibariyle kadınların ticaretteki payı %15’e çıktı. Mecliste kadınların temsil oranı 2002 yılında %4 iken en son genel seçimlerde bu oran %17’ye çıktı. TBMM’de en fazla kadın milletvekilinin bünyesinde siyaset yaptığı parti ise 34 kadın milletvekili ile Adalet ve Kalkınma Partisi oldu.
Doğru Haber Linkleri: OECD, ÇSGB, TBMM, SGK, Resmi Gazete
Yalan Haber Linkleri: BBC